MAĞARA TURİZMİ
Antalya, mağara oluşumu bakımından oldukça zengin bir ilimiz olup, Toros dağ
kuşağının eteklerinde kurulmuştur. Toros Dağları ana iskelet bakımından
genellikle kireçtaşlarından (kalkerlerden) oluşmuştur. İldeki mağaraların büyük
bir çoğunluğu da bu kireçtaşı formasyonları içinde gelişmiştir. Antalya’da
yaklaşık 500 kadar mağara tespit edilmiştir. Bunlardan yalnızca birkaç tanesi
uluslararası öneme sahiptir.
Antalya merkez ilçeye bağlı Yağca köyü sınırları içinde bulunan Karain
Mağarası, Alanya’da bulunan Damlataş ve Dim mağaraları turizme açık
mağaralardır. Antalya’da turizme açılmayı bekleyen pek çok mağara bulunmaktadır.
Yalan Dünya Mağarası, Altınbeşik Mağarası, Kocain Mağarası, Beldibi Mağarası,
Sırtlanini Mağarası, Geyikbayırı Mağarası, Konakaltı Mağarası ve Zeytintası
Mağarası bunların başında gelmektedir. Bunlardan başka Küçükdipsiz Mağarası,
Yerköprü Mağarası, Gürleyik Mağarası, Derya Mağarası, Karataş Semahöyük
Mağarası, Çimeniçi Mağarası, Mahrumçalı Mağarası, Peynirdeliği Mağarası,
Tilkiler Mağarası, Mavi Mağara, Düdensuyu Mağarası, Aslanlı (Yaren) Mağarası,
Hasbahçe Mağarası, Kadıini Mağarası, Korsanlar Mağarası, Âşıklar Mağarası,
Kekova Adası Deniz Mağarası, Asırlı Adası Deniz Mağarası, Güvercinlik Deniz
Mağarası, Güvercinini Deniz Mağarası, İncirli Deniz Mağarası, Hıdrellez Mağarası
ve İnbaş Mağarası gibi tespit edilerek, ön araştırması yapılmış pek çok mağara
da mevcuttur. Bunların bazıları yerel imkânlarla turizme açılmış mağaralardır.
Karain Mağarası
Antalya'nın 30 km. kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5-6 km.
uzaklıkta bulunan Yağca köyü sınırları içinde bulunur. Türkiye'nin en büyük
doğal mağaraları arasında yer alan Karain Mağarası, önünde bulunan traverten
ovasından 150 m., denizden ise 430-450 m. yüksekliktedir. İnsanlık tarihinin
başlangıcındaki süreç içinde mağara, Paleolitik, Neololitik, Kalkolitik, Eski
Tunç gibi protohistorik çağlarda ve Klasik Çağ’da insanlar tarafından sürekli
bir biçimde iskân edilmiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak da yaklaşık 11 m’yi
bulan kalın bir kültür dolgusu içermektedir. Ancak mağaranın en uzun süren ve en
önemli iskânı Paleolitik Çağ ile ilgilidir. Klasik dönemlerdeki kullanım daha
çok Adak Mağara (tapınak) niteliğinde olup, mağara alnı ve dış duvarları
üzerinde Grekçe kitabe ve nişler bulunmaktadır. Karain Mağarası’nda yapılan
kazılarda elde edilen arkeolojik buluntular, Antalya Müzesi’nde ve mağaranın
hemen yakınında bulunan Karain Müzesi’nde sergilenmektedir. Mağara turizme
açıktır.
Damlataş Mağarası
Mağara, Alanya’nın içinde ve deniz kıyısında bulunmaktadır. Merkeze 3 km.
uzaklıktadır. Toplam uzunluğu 30 m. olan mağara; kuru ve yatay mağara
tipindedir. 200 m’lik bir alanı kaplamaktadır. Çok sayıda sarkıt ve dikitin
eşsiz bir görüntü verdiği mağara, 15 m. yüksekliktedir. Karbondioksit gazı,
yüksek ölçüde nem, düşük ısı ve radyoaktif havasıyla astım hastaları için son
derece yararlıdır. Bu nedenle astım hastaları mağaranın en yoğun ziyaretçi
gruplarını oluştururlar. Mağaradaki sarkıt ve dikitlerin MÖ. 20.000-15.000
yılları arasında meydana geldiği sanılmaktadır. Mağara turizme açıktır.
Dim Mağarası
Alanya merkezinin 12 km. doğusunda bulunan Cebereis Dağı’nın yamacındadır.
Dim Mağarası, Türkiye'nin en güzel mağaralarından biridir. Alanya'ya yakın
olması ve çevrenin piknik yerleri ve ormanlarla kaplı olması nedeniyle ziyarete
uygundur. Tarih öncesi ve tarihi devirlerde insanlar tarafından barınak olarak
kullanılmasından dolayı çevre halkı tarafından "Gâvurini Mağarası" olarak
adlandırılmıştır.
Dim Mağarası kuzey-güney doğrultuda uzanan kireçtaşlarının erimesi sonucu
meydana gelmiştir. Dim Çayı’nın Vadisi’ni iyice derinleştirmesi sonucu su
seviyesi de derinlere indiğinden mağara kurumuştur. Hidrolojik aktivitenin
kaybolmasından sonraki dönemlerde tavan ve duvarlardan kaya bloklarının düşmesi
sonucu hacim genişlemesi devam etmiştir. Bu gelişme sırasında duvarlardan ve
tavandan sızan sular sarkıt, dikit, sütun ve duvarları örten bayrak ve perde
kireçtaşlarının oluşmasına neden olmuştur. Mağaranın orta ve son kesimlerinde
tavandan düşmüş kaya blokları tabanı kaplar. Mağaranın girişten itibaren 40.
m’sinde ikinci bir girişi vardır. Mağara turizme açıktır.
Altınbeşik Mağarası
Akseki ilçesine bağlı Ürünlü köyünün doğusunda derin ve sarp Manavgat
Vadisi’nin batı yamacında bulunur. Köydeki mağaraya ancak bir saatlik yürüyüşle
gidilebilir. Toplam uzunluğu 2500 m. olan mağaranın girişe göre en yüksek
noktası 101 m’dir. Yatay ve kısmen aktif mağaradır. Mağaranın alt ve orta
seviyesinin zaman zaman aktif olması nedeniyle kurak mevsimlerde de büyük ölçüde
göletler oluşmaktadır. Üst seviye devamlı kurudur. Mağara havası çok rutubetli
ve ısısı 16-18°C civarındadır. İçeride dikkati çekecek hayvan topluluklarına
rastlanmamıştır. Altınbeşik Mağarası Türkiye'nin en güzel mağaralarından
biridir. Çevrenin karstik topografyası ve çam ormanları güzel bir manzara
oluşturmaktadır. Mağara çok uzun ve büyük bir yeraltı sisteminin çıkış ucunda
bulunmaktadır. Kızılova, Kambos ve Söbüce suyunu çeken bu büyük sistem, Oruç
Düdeni Mağarası altında Altınbeşik-Düdensuyu Mağarası’nda son bulur. Böylece bu
büyük yeraltı su sistemi, kuş uçuşu 100 km’den fazla uzunluğu ile, dünyadaki en
uzun ve büyük karst sistemlerinden biridir. Mağara içinden çıkan su yeraltından
Beyşehir Gölü ile bağlantılıdır.
Altınbeşik Mağarası adını üst kısımda yer alan Altınbeşik Tepesi’nden
almaktadır. Toroslar, bu bölgede hem jeolojik hem de jeomorfolojik yönden çok
karışık bir yapıya sahiptir. Mağaradaki araştırmalar henüz tamamlanamamıştır.
Kocain Mağarası
Antalya’nın 45 km. kuzeyinde yer alır. Mağaraya, Antalya-Burdur karayolundan
Camiliköy-Ahırtaş köyleri üzerinden ulaşılır. Türkiye'nin en geniş ağzına ve tek
parça olarak en büyük galerisine sahip bir mağaradır. İçinde 50-60 m. yüksekliğe
sahip sütunlar bulunan mağarada, aynı zamanda Roma döneminden kalan bir de
sarnıç bulunmaktadır. Çok büyük iki salondan oluşan mağaranın giriş ağzının
genişliği 35x70 m’dir.
Zeytintaşı Mağarası
Zeytintaşı Mağarası, Antalya'ya bağlı Serik ilçesinin 15 km. kuzeyinde
bulunan Akbaş köyünün Gökçeler Mahallesi’nin güneydoğusunda Zeytinlitaş
Tepesi’nin güney yamacında yer alır. Zeytinlitaş Tepe, Köprüçay'ın önemli bir
kolu olan Koca Dere ile Gökçeler Deresi arasında parçalanmış bir sırt şeklinde
uzanır. Mağaraya Serik'ten Urundu-Deniz Tepesi- Kızıllar-Gökçeler-Akbaş yoluyla
gidilmektedir. Stabilize olan bu yolun 15. km’sindeki Gökçeler Mahallesi’nden
doğuya ayrılan 400 m’lik tali yol ile mağaranın önüne kadar varılmaktadır.
Taşocağı işletmesi için yeni açılan bir galeri ile tesadüfen bulunan
Zeytintaşı küçük fakat bozulmamış zengin damlataşları ile kaplı ilginç bir
mağaradır. Mağara girişinin hemen kapatılarak koruma altına alınması ( l. derece
SİT alanı) içindeki damlataşların tahrip olmasını önlemiştir.
Mağaranın içi, görünümleri son derece güzel her türden damlataş oluşumları
ile kaplıdır. Özellikle mağaranın her kesiminde gelişen ve boyları yer yer 0.5
m’yi bulan makarna sarkıtlar Zeytintaşı Mağarası'nın karakteristik şeklidir.
Gelişimleri hâlâ devam eden bu yavru sarkıtlara, ülkemizde her mağarada
rastlamak mümkün değildir. Ayrıca büyük sütunlar arasında yer alan gölcükler
mağaranın görünümünü daha da ilginç şekle dönüştürmektedir. Bu özellikleri,
Zeytintaşı Mağarası'nın turizm amacıyla kullanımı için son derece uygun ortam
hazırlamıştır. Ayrıca bulunduğu doğal çevrenin vahşi güzelliği, ulaşımının kolay
oluşu, Antalya-Alanya karayolu ve Aspendos'a yakınlığı, mağaranın turizm
değerini daha da arttırmıştır. Mağara turizme açıktır.
Geyikbayırı Mağarası
Antalya'ya 26 km. uzaklıktaki Geyikbayırı köyündedir. Antalya'dan batı
yönünde Çakırlar köyü üzerinden Geyikbayırı köyüne gidilebilir. Köyün
merkezinden mağaraya 5 dakikalık bir yürüyüşle erişilebilir.
120 m. toplam uzunluğundaki mağaranın girişe göre en derin noktası 6,5 m’dir.
Genellikle kuru, zaman zaman aktif mağara tipindedir. Yaz aylarına tamamen
kurudur. Yağışlı mevsimlerde taban suyu yükseldiğinde mağara tabanını su
basmaktadır. Mağara ısısı, yaz aylarında açık havaya nazaran serindir.
Sonbaharda açık hava ile eşit ısı gösterir.
Turizme açmaya değer bulunmuş bir mağara olan Geyikbayırı’nda, çalışmalar
devam etmektedir.
Konakaltı Mağarası
Antalya'da Atatürk Parkı'nın denize inen falezli kıyısındadır. Mağaraya
karadan ulaşım yoktur. 60 m. toplam uzunluğundaki mağara yatay mağara
tipindedir. Denizle bağlantılı olması nedeniyle deniz mağarası da sayılabilir.
Genellikle kurudur. Doğu salonunun bir kısmı sular altındadır. Batı salonunda
dalgalar nedeniyle su birikintileri vardır. Mağaranın doğuya ve batıya doğru iki
girişi vardır. Mağaranın girişi deniz seviyesinden 3 m. yukarıdadır. Doğu
bölümünün tabanı kısmen deniz seviyesine inmektedir. Mağaranın doğu salonu,
tümüyle kaya blokları ile kaplıdır. Batı salonu kısmen sarkıt, dikit ve
sütunlarla kaplıdır. Batı salonuna bağlı iki küçük odanın travertenlerle süslü
olması ve hemen denizin kıyısında bulunması turistik değerini arttırmaktadır.
Mağara, açık havaya nazaran serindir. İçeride mağara çekirgesi ve az sayıda
yarasa bulunmaktadır.
Sırtlanini Mağarası
Antalya, Kemer Karacasu ilçesi, Yukarı Çamarası ile Nart/Gedik köyü arasında
yer alır. Mağaraya her iki köyden de gidilebilir. 20-25 dakikalık bir yürüyüşle
Narlıgedik köyü daha yakındır. Afrodisias harabelerine de yakındır. Toplam
uzunluğu 348 m. (Ana Galeri: 147 m.) olan mağaranın girişe göre en derin noktası
-32 m’dir. Yatay ve kuru bir mağaradır. Mağara çok dar bir ağızla başlar, 4-5 m.
sonra asıl mağara boşluğuna ulaşılır. Salon yan yana gelişip duvar şeklini alan
sütunlarla 5-6 bölüme ayrılmıştır. Salona bağlı tüm odalar sarkıt, dikit ve
sütunlarla süslüdür. Dışarıda ısı 28 °C, nispi nem % 44 iken, mağara içinde ısı
17 °C ve nem miktarı % 85'tir.
Beldibi Mağarası
Antalya-Kemer sahil yolunun yaklaşık 40. km’sinde Çamdağ tünelinin hemen
çıkışında yer alan bir kaya altı sığınağıdır. Obaköy mevkiindedir.
Deniz sahilinde 25 m. yükseklikte sığınak biçiminde bir mağaradır. Doğal
tahribatla büyük ölçüde zarar gördüğünden içindeki dolgu tabakaları yağmur
suları ve rüzgârla sürüklenerek akıp gitmiştir.
Antalya bölgesinin ikinci önemli Prehistorik merkezidir. Tümü Mezolitik
kültürleri içeren 6 tabaka tespit edilmiştir. Yapılan kazılarda Üst Paleolitik
ve Mezolİtik döneme ait çakmaktaşı aletler ele geçirilmiştir. Ayrıca kaya altı
sığınağının duvarlarında, şematize insan, dağ keçisi ve geyik resimleri
bulunmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere devamlı açık olan bir arkeolojik SİT
alanıdır.