Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından Karain Mağarası; Antalya'nın 30 kilometre kuzeybatısında, Döşemealtı ilçesinin Yağca Mahallesi sınırları içinde konumlanır. Denizden yüksekliği 430-450 metredir.
İnsanlığın karanlık bir dönemine ışık tutan Karain Mağarası yalnızca Anadolu değil, tüm dünya tarihi açısından önemli bir arkeolojik alandır. Günümüzden tam 500 bin yıl önce yaşamış; avcı ve toplayıcı yaşam sürdüren ve basit el aletleri üretimi gerçekleştiren insanın ilk atalarına ait izler, burada keşfedilmiştir. Dünyada Paleolitik dönemlerde kullanılmış mağaralar, bu dönemin yalnızca bir bölümüne işaret eden buluntulara sahipken; Karain Mağarası’nda Alt, Orta ve Üst Paleolitik dönemler, kesintisiz biçimde takip edilebilir.
Tarihi önemi yanında, oluşumları yüzbinlerce yıl alan sarkıt ve dikitleriyle de dikkat çeken mağarada; günümüzde Anadolu’da görülmeyen gergedan, fil, su aygırı gibi hayvan kalıntıları keşfedilmiştir. Bu yönüyle, insanlık tarihinin yanı sıra Anadolu’nun doğal tarihini de aydınlatır.
Karain Mağarası, Alt Paleolitik Dönem’den Roma Dönemi'ne kadar yerleşim gördüğünden, içinde 11 metre yüksekliğinde bir kültür katmanı oluşmuştur. Roma Dönemi’nde mağaranın bir dağ tanrıçasına tapınma yeri olarak kullanıldığı; dış duvarlarındaki adak kitabelerinden anlaşılabilmektedir.
Mağara kazılarında ortaya çıkarılan buluntular arasında Anadolu sanatının ilk örnekleri, taş ve kemiklerden yapılma aletler, boncuklar bulunur. Bunların bir bölümü, mağaranın hemen yanında bulunan Karain Müzesi’nde, bir bölümü de Antalya Müzesi’nde görülebilir.
İnsanlık tarihindeki yeri dolayısıyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Karain Mağarası, yalnızca Antalya'da değil, tüm Türkiye'de en çok ziyaretçi çeken yerlerdendir. 500 bin yıl öncesinde de yaşamın sürdüğü bir yerde dolaştığınızı, insanın ilk atalarıyla aynı yere ayak bastığınızı bilmenin nasıl bir his olduğunu ancak Mağara'yı ziyaret ederek anlayabilirsiniz.
Karain Mağarası'nın girişine ulaşmak için ziyaretçi karşılama noktasından itibaren 470 basamaklı bir merdiveni tırmanmanız gerektiğini belirtmek isteriz. Ancak, bu küçük zahmetin karşılığını, hem doğanın hem de tarihin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuk yaşayarak fazlasıyla alacaksınız.