Likya'nın önemli liman kentlerinden Antiphellos, bugünkü Kaş ilçesinin üzerine kurulu olduğu; Kaş'ın tarihinin de bir parçasını oluşturan antik bir yerleşim yeridir. Likya dilinde adı Habesos (Habesa) olarak geçen kent, "Phellos'un (taşlık ülke) karşısındaki yer" anlamına gelen "Antiphellos" adını daha sonra almıştır. Antiphellos'un varlığının M.Ö. 6. yüzyıla kadar uzandığı ve kuzeyindeki Phellos Antik Kenti'nin limanı olarak kurulduğu bilinmektedir. Helenistik Dönem'de ticari girişimlerin önem kazanmasıyla Antiphellos, ana şehir olan Phellos’un gerilemesine karşılık daha çabuk gelişir ve Roma İmparatorluğu Dönemi'nde önemli bir liman kenti olur.
Antiphellos, M.Ö. 2. yüzyılın ortasından itibaren, Likya Birliği’nde tek oy ile kısıtlanmış olsa bile ticari bir kent olarak hem kendi bastırdığı hem de Birlik adına çıkardığı sikkeleriyle tanınmaktadır. Antik kente ait kalıntılar, ilçenin çevresinde ve doğu- batı doğrultusunda uzanan Çukurbağ Yarımadası boyunca devam eder. Helenistik sur kalıntıları, yarımadanın başladığı kesimde ve Meis Adası'na bakan yüzde görülür. Surların limana yaklaştığı yerde, bugün camiye dönüştürülmüş kilisenin güneybatısında, hangi tanrıya adandığı bilinmeyen tapınak kalıntıları yer alır.
Antiphellos'un en iyi korunmuş antik kalıntıları olarak tiyatro ile mezarlar sayılabilir. Yarımadanın yüksekçe yerinde konumlanan tiyatro, denize bakan tiyatrolar arasında Anadolu'daki tek örnektir. Çok güzel taş işçiliğine sahip, 26 oturma sıralı bu tiyatro; tipik Helenistik tiyatro özelliklerine sahip olup sahne binası yoktur. Tiyatronun kuzeydoğusunda, anakayaya oyularak yapılmış, 24 kadın kabartmasının bulunduğu mezar odası yer alır. Kadınların ve cephe süslemelerinin şekli, M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenmektedir.
Günümüzde Uzun Çarşı Caddesi'nde konumlanan Likya yazıtlı anıt mezar, mimarisi ve estetiği ile ziyaretçilerin ilgi odağıdır. M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen lahit, halk arasında Kral Mezarı olarak anılmaktadır. Tek bloktan oluşan eserin üzerinde, sekiz satırlık Likçe kitabe vardır. Ancak yazı bugüne kadar çözülememiştir. Lahitlerin en görkemlisi olarak tanımlanan mezar kapağının köşelerinde bulunan aslan başı motifleri, ilgi uyandırmaktadır. Şehrin gerisinde, yamaçta yer alan kayaya oyulmuş mezarlar ise gerek cephe işçilikleri gerekse yazıtlarıyla Likya kaya mezarlarının güzel örneklerini oluşturur. Bunlardan başka limanın çevresinde ve sur içindeki Likya tipi lahitler, kentin günümüze kalabilmiş diğer anıtlarıdır.