Patara “Dinler Tarihi” açısından da çok önemli bir kenttir: Antik dünyanın “en ünlü” üç Apollon Kehanet Merkezi’nden biri Patara’dadır. Homeros tarafından “Lykegenes”, yani “Lykia soylu” olarak tanımlanan tanrı Apollon’un bu tapınağı henüz bulunamamıştır. Yine Apollon’un doğum mitosunda adı geçen “Tekerlek Gölü” ile “Leto Hurmalığı”nın da Patara’da lokalize edilebileceğine dair güçlü ipuçları bulunmaktadır.
Hristiyan Dünyası’nın erken ve Katolik Kilisesi’nin önemli azizlerinden St. Leo ve St. Paregorius, MS 3. yüzyılın ortalarında Patara’da yaşamış ve burada din şehidi olmuşlardır.
“DÜNYA’NIN NOEL BABASI AZİZ NİKOLAOS”, Pataralıdır: PATARA’DA DOĞMUŞ VE YAŞAMIŞTIR. Demre’deki kilise ölüm kilisesidir. O’nun adını taşıyan kilisesi, doğduğu kentte de beklenmektedir. Çünkü Patara’da, biri bazilika olmak üzere, toplam on kilise ve şapel bulunmaktadır. Bu da kentin Hristiyanlık açısından ne denli önemli olduğunun bir göstergesidir. MS 1140 yılında, İzlandalı hacı Nikolas von Pvera, “Aziz Nikolas Ruhban Okulu”nu ziyaret ettiğini anlatır. Bu ruhban okulu henüz bulunamamıştır.
Ortodoksların en önemli azizlerinden biri olan St. Methodius, 20 Haziran 312 yılında Patara’da başı kesilerek idam edilmiş ve böylece aziz mertebesine yükselmiştir. Mezar Kilisesi’nin apsisindeki mezarın bu azize ait olma olasılığı çok yüksektir.
Hristiyanlığın kabulünden sonra 325 de İznik’te düzenlenen ilk ökümenik konsil toplantısına Lykia’dan tek katılım, Patara piskoposu Eudemos ile gerçekleşmiştir. 381 yılındaki İstanbul konsiline de Lykia’dan tek katılım, aynı adı taşıyan Patara Piskoposu Eudemos ile yapılmıştır. Bu önemli din adamının mezarı, olasılıkla Mezar Kilisesi içindeki yazıtlı lahittir.