Patara Halici ağzında ve batı kıyıda bir kum tepesi altından ortaya çıkarılan deniz feneri ise, hiç kuşkusuz antik mimarinin en özgün yapıları arasındadır. MS 64/65 yılına tarihlenen yazıtı ile İmparator Nero tarafından, valisi Sextus Marcus Priscus denetiminde “denizcilerin selameti” için yaptırılan fener, 2004-2005 yıllarında kazılmış ve podyumunun restorasyonu da büyük oranda tamamlanmıştır. Patara Pharosu, bir podyum ve bir kule olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Kenar uzunluğu yaklaşık 20 m olan podyum, inşaat tarzıyla da özeldir. Ana kayayı tümüyle içine alan ve duvarları da kısmen ana kayayı kullanarak ören bu tarz, depreme karşı son derece dayanıklıdır. Bugünkü korunan yüksekliği yaklaşık 4.50 m olan kulenin temel mimari yapısını ise, birbirlerine spiral döngülü bir merdivenle bağlanan iç içe iki silindirik yapı örgesi oluşturmaktadır. Kuleye, batı yönündeki ahşap bir kapı ile kapatılan girişle çıkılmaktadır. 6 m çapındaki dış silindirik duvar, içbükey ve dışbükey taşlardan çift cidarlı olarak örülmüştür. Duvar kalınlığı ile monolit bir biçimde yükselen iç silindirin çapı 1.2 m ile aynıdır. 0.80-0.90 m genişliğindeki merdivenler, kulenin statik güçlendirmesini arttırıcı biçimde iç ve dış silindirlere bağlanmıştır. Yalnızca iki temel geometrik formun bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan ve podyum üzerinde yaklaşık 27 m.lik bir yüksekliğe ulaşan fener, yalın bir yapıdır; hiçbir yerinde bezek ya da profil yoktur. Mimarın tasarımı böylesine yalın bir biçimde tutmuş olması, açık denizde en kuvvetli rüzgârlara ve dalgalara maruz kalan yapı için aslında bir gerekliliktir. Buna rağmen yapının blokları üzerinde bir yunus, bir phallos ve iki adet haç olmak üzere toplam dört kabartma bulunmaktadır. Kulenin doğu yüzünde ele geçen heykel kaidesi üzerindeki yazıtta ise, Patara’da ikinci bir deniz feneri olduğu okunmaktadır (antipharos). Bu ikinci fenerin yeri henüz kesin olarak tespit edilememiştir. Ancak; uzun süredir devam eden kuraklık yüzünden suların çekilmesi ile 2014 yılında Patara’nın asıl limanının mendireği yeniden ortaya çıkmış ve bunun uç kısmında da yuvarlak bir yapının izlerine rastlanmıştır. Konumu nedeniyle bir fener yapısı olmaya aday bu kalıntıların taban suyu nedeniyle kazısı yapılamadığı için adlandırılması sorunlu olmasına rağmen, Antipharos’un bu ana liman girişinde yapılmış olması, geleneklere uygun ve şaşırtmayan bir durum olacaktır.