Bu nekropol alanlarından, Lykia’nın ilk nekropol kazısı olma özelliğini taşıyan Tepecik’in doğusundaki; hyposorionlu ve hyposorionsuz lahitler, pişmiş toprak lahitler, kremasyon definler, amphora mezarlar vb. gibi zengin bir tipolojik çeşitliliğin yanında, Klasik Dönem’den Geç Roma Çağı’na dek ulaşan bir kronoloji de sunmaktadır. Bu alanın karşısında, Doğucasarı’dan inen şehir surunun kuzeyinde yüzeyde ayakta duran anıt mezarlar ve lahitler, sondaj çalışmalarında bulunan Lykçe yazıtlı bir lahitle, en geç MÖ 4. yüzyıldan bu yana var olan bir nekropolün üstünde yer alırlar. Yine MÖ 4. yüzyıla tarihlenen Lykia Tipi’nde iki lahit ise, takın hemen güneybatısındadır. Tanımlanan alanlardaki bir diğer önemli mezar tipi ise, kuşkusuz “yer altı oygu mezarlar”dır. Açılan çok sayıda oygu mezardan, zengin çeşitlilikte buluntuların yanı sıra, Lykia ölü gömme geleneklerine yönelik son derece önemli bulgular elde edilmiştir. Bugüne kadar açılanların tarihi MÖ 3. yüzyıldan MS 2. yüzyıla ulaşan bir kronoloji gösterir; tipolojik öncülleri Anadolu’da Erken Demir Çağı’ndan itibaren farklı coğrafyalardan bilinir; ailelere aittirler ve iç döşemlerinde kaya mezarlarına benzer özellikler gösterirler. Patara’da Lykia’ya özgü kaya mezarlarının sadece 4 örnekle temsil edildiği de göz önüne alındığında, oygu mezarlar daha erken dönemler için de beklenmelidir.
Kent kapısından itibaren liman kenarına yakın olan kısımlarda ise bir dizi tapınak mezar konumlanmaktadır. Lykia’da, Nereidler Anıtı’ndan bu yana bildiğimiz bu form, Roma Dönemi’nde tapınak mimarisine çok daha yakın bir biçime bürünmüştür. Bunlardan kazı çalışması biten bir mezar, kendisini “matrona” olarak tanımlayan Lykiarch Alkimos’un kızı ve Archiphylaks Alkimos’un karısı Markia Aurelia Chrysion Iosonis’e aittir. Patara Koyu’nun kuzey bölümünde özellikle anıtsal mezar yapılarından oluşan nekropoller, sadece limanın doğu yakasına değil, batı kenarına da inşa edilmiştir. Bunlardan özellikle güneyde konumlanan pseudoperipteros düzenindeki mezar yapısı, hiç kuşkusuz türünün en önemli örneklerinden biridir. Kıyıdan itibaren daha kısa bir geçişle yükselen ve bu nedenle kentsel yerleşime açılmayan batı yakada, buna rağmen çok önemli başka yapılar da bulunmaktadır. Bunlar stadion, horrea ve deniz feneridir.