SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) 17 Ekim 2003 tarihinde Paris’te düzenlenen 32. Genel Konferansı’nda, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. Türkiye 19 Ocak 2006 tarihli ve 5448 sayılı Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Uygun Bulunduğuna Dair Kanunla bu sürece dâhil olmuş ve 27 Mart 2006 tarihinde resmen taraf olmuştur. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, 4848 Sayılı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanununun 13. maddesine göre Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü icracı birim olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) UNESCO tarafından; toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekânlar biçiminde tanımlanmaktadır. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu miras, toplulukların ve grupların çevreleriyle, doğayla ve tarihleriyle etkileşimlerine bağlı olarak, sürekli biçimde yeniden yaratılır ve bu onlara kimlik ve devamlılık duygusu verir; böylece kültürel çeşitliliğe ve insan yaratıcılığına duyulan saygıya katkıda bulunur.
Somut Olmayan Kültürel Miras Alanları
a) Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve anlatımlar (destanlar, efsaneler, halk hikâyeleri, atasözleri, masallar, fıkralar vb.),
b) Gösteri sanatları (karagöz, meddah, kukla, halk tiyatrosu vb.),
c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler (nişan, düğün, doğum, nevruz, vb. kutlamalar),
d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar (geleneksel yemekler, halk hekimliği, halk takvimi, halk meteorolojisi vb. ),
e) El sanatları geleneği (dokumacılık, nazar boncuğu, telkari, bakırcılık, halk mimarisi).
Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Amaçları
- Somut olmayan kültürel mirası korumak;
- Somut olmayan kültürel mirasın taşıyıcısı konumundaki toplulukların, grupların ve bireylerin somut olmayan kültürel mirasına saygı göstermek;
- Somut olmayan kültürel mirasın önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde duyarlılığı arttırmak ve karşılıklı değerbilirliği sağlamak;
- Uluslararası işbirliği ve yardımlaşmayı sağlamak.
“Koruma” terimi, somut olmayan kültürel mirasın yaşayabilirliğini güvence altına alma anlamına gelir. Bu kavram;
- Kimlik saptaması,
- Belgeleme,
- Araştırma,
- Muhafaza,
- Koruma,
- Geliştirme,
- Güçlendirme,
- Örgün ve yaygın eğitim yoluyla kuşaktan kuşağa aktarma,
- Kültürel mirasın değişik yanlarının canlandırılması, gibi yöntemleri içerir.
UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi
Somut olmayan kültürel mirası daha gözle görülür kılmak, önemi konusunda bilinçlenmeyi sağlamak ve kültürel çeşitliliğe saygı içinde diyalogu desteklemek için, Taraf Devletlerin teklifi üzerine, insanlığın somut olmayan kültürel mirasının temsili bir listesi hazırlanır, güncellenir ve yayımlanır. Temsili listede yer alan Türkiye’ye ait unsurlar şunlardır:
- Meddahlık (2008)
- Mevlevi Sema Töreni (2008)
- Âşıklık Geleneği (2009)
- Nevruz (Çokuluslu) (2009)
- Karagöz / Karagöz (2009)
- Geleneksel Sohbet Toplantıları (2010)
- Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010)
- Alevi-Bektaşi Ritüeli Semah (2010)
- Tören Keşkeği Geleneği (2011)
- Mesir Macunu Festivali (2012)
- Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği (2013)
- Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı (2014)
- Geleneksel Çini Ustalığı (2016)
- İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Katırma, Jupka, Yufka (Çokuluslu) (2016)
- Bahar Kutlaması: Hıdrellez (Çokuluslu) (2017)
- Islık Dili (UNESCO Acil Koruma Gerektiren Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi) (2017)
- Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masalları ve Müzik (Çokuluslu) (2018)
- Geleneksel Türk Okçuluğu (2019)
Somut Olmayan Kültürel Miras Envanter Çalışmaları
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi gereğince her Taraf Devlet, korumak için tespit amacıyla kendi toprağı üzerindeki somut olmayan kültürel miras envanterini, kendi durumuna uygun olacak biçimde hazırlar ve güncelleştirir. Türkiye’nin; iki çeşit ulusal envanteri bulunmaktadır. Bunlar:
A. Yaşayan İnsan Hazineleri (YİH) Ulusal Envanteri:
1. Tacettin DİKER (1923-2014)-Karagöz Sanatçısı
2. Orhan KURT(1930-2017)-Karagöz Sanatçısı
3. Metin ÖZLEN- Karagöz Sanatçısı
4. Hayri DEV-Çam Düdüğü Yapımcısı ve İcracısı
5. Şeref TAŞLIOVA (1938-2014)- Aşık
6. Sıtkı OLÇAR (1948-2010)- Çini Ustası
7. Mehmet GİRGİÇ- Keçe Ustası
8. Bekir TEKELİ (1932-2013)- Bağlama Yapımcısı
9. Uğur DERMAN-Klasik Kitap Sanatçısı
10. Hasan ÇELEBİ-Hüsn-ü Hat Sanatçısı
11. Neşet ERTAŞ (1938-2012)- Mahalli Sanatçı, Ozan
12. Mehmet GÜRSOY- Çini Sanatçısı
13. Fuat BAŞAR- Ebru Sanatçısı
14. Veli AYKUT (Dertli Divani)- Zakir
15. Emine KARADAYI- Dokumacı ve Doğal Boyamacı
16. Yaşar GÜÇ- Horlatma Kaval- Dilli/Dilsiz Kaval Yapımcısı ve İcracısı
17. Tahsin KALENDER- Taş Ustası
18.İrfan ŞAHİN- Kispet Ustası
19. Cemil KIZILKAYA- Ahşap Baskı-Yazma Ustası
20. Mahmut SÜR- Nazar Boncuğu Ustası
21. Celal YILMAZ- Mersiyehan
22. Mehmet ACET (Âşık Sefai)- Âşık-Zakir
23. Cahide KESKİNER- Minyatür Sanatçısı
24. İslam SEÇEN- Klasik Kitap Sanatçısı
25. Salih BALAKBABALAR- Sedefkâr
26. Muammer Semih İRTEŞ- Kalemişi
27. Ahmet Yaşar KOCATAŞ- Keçe Ustası
28. İsmail NAR- Âşık
29. Osman EFENDİOĞLU- Şair (Atma Türkü)
30. MACAHEL YAŞLILAR KOROSU- Çoksesli Şarkı Söyleme Geleneği
B. Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) Ulusal Envanteri
Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanterinin oluşturulmasında şu temel ölçütler dikkate alınır:
* SOKÜM alanlarından birine girmesi,
* İnsan yaratıcılığının bir kanıtı olarak değeri,
* Kültürel ve toplumsal gelenekler içerisindeki köklülüğü ve önemi,
* Belirtilen topluluk ya da grubu temsil niteliği,
* Belirtilen topluluk ya da grubun rızası,
* Kaybolma riski,
* Önerilen koruma eylemlerinin yeterliliği.
Envanterle ilgili işlem basamakları şunlardır:
1. İllerde öncelikle İKTM Folklor Araştırmacıları, ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi/enstitü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile uzmanlar ve gerekli durumlarda somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarının katılımı ile İl Tespit Kurulları oluşturulur.
2. Bu Kurullar kendi illerindeki somut olmayan kültürel miras unsurları ile yaşayan insan hazinesi aday önerilerini, gerekli tespit formlarını doldurmuş halde periyodik olarak yılda iki kez Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğüne gönderir.
3. Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü, illerden gelen verileri kendi bünyesinde ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi/enstitü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile uzmanlar ve gerekli durumlarda somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarının katılımı ile oluşturduğu Uzmanlar Komisyonunda değerlendirerek, envantere alınacak unsurları belirler ve Makam Onayına sunar.
4. Envantere alınması kararlaştırılan unsurlar, envanter sistemine kaydedilir ve Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğün web sitesinden kamuoyuyla paylaşılır.
Somut olmayan kültürel miras ulusal envanterlerinin temelini il envanterleri oluşturmaktadır.
(Geniş Bilgi İçin: http://aregem.kulturturizm.gov.tr ve http://www.unesco.org.tr)
SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS ANTALYA İL TESPİT KURULU VE ÇALIŞMALARI
Somut Olmayan Kültürel Miras Antalya İl Tespit Kurulu, ilk olarak 23/09/2008 tarihli ve 9663 sayılı Valilik onayı ile 2008 yılında tesis edilmiş olup çalışmalarını günümüzde de devam ettirmektedir.
Kurul, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün koordinasyonunda Folklor Araştırmacıları, ilgili kurum/kuruluş, araştırma merkezi/enstitü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile üniversitelerden uzmanlar ve gerekli durumlarda bizzat somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarının katılımı ile oluşturulmaktadır.

Fotoğraf-1: Somut Olmayan Kültürel Miras Antalya İl Tespit Kurulu Toplantısı (2019)
Gerçekleştirilen saha araştırmaları ve tespit/belgeleme çalışmaları sonucunda hazırlanan ve İl Tespit Kurulu tarafından görüşülerek onaylanan dosyalar Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’ne gönderilmekte, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Uzmanlar Komisyonu’nun yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucunda söz konusu dosyaların envantere dahil edilmesi kararı alınmaktadır.
Kurulun yürüttüğü çalışmalar sonucu (12) SOKÜM unsurunun İl envanterine kazandırılması sağlanmıştır.

Fotoğraf-2: Iklığ ustası Emin Kök ile tespit, derleme ve belgeleme faaliyeti yürüten Folklor Araştırmacısı Mahmut Davulcu (2014, Serik İlçesi Demirciler Mahallesi)
“Antalya’nın Likya Tipi Mezar Anıtı (Lahit) Benzeri Arı Kovanları: Serenler”, “Antalya’nın Likya Tipi Mezar Anıtları Benzeri Tahıl Ambarları” ve “Göç Kültüründen Geriye Kalanlar: Su Sarnıçları” başlıklı dosyalar Somut Olmayan Kültürel Miras olarak değerlendirilmemesi nedeniyle envantere dâhil edilmemiştir.
Genel Müdürlüğe gönderilen (8) dosya ise halen değerlendirilme aşamasındadır.
Antalya İl Envanterine Dahil Edilen Somut Olmayan Kültürel Miras Unsurları
1. Tirmis Yapımı ve Tirmisçilik:
Tirmis, baklagiller sınıfından, otsu ve yıllık bir bitkiden elde edilen tohumların çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen ve daha çok Akdeniz bölgesine özgü, yerel bir ıslak çerezdir. Halk hekimliğinde de kullanımı olan tirmis bilhassa yerli halk tarafından çok sevilir ve tüketilir. Çerezin elde edildiği bitkinin bilimsel ismi Lupinus Albus L. (veya Lupinus termis)’tir. “Tirmisçi”, tirmisi tatlandırarak çarşıda satan meslek grubudur. Antalya’da yaygın kullanımı olan ve davet edilmeden bir yere gidilemeyeceğini anlatmak için söylenen “Davetsiz düğüne tirmisçi gider.”, “Davetsiz yere tirmisçi gider.”, “Tirmisçimiyiz ki gidelim!” gibi sözler tirmisçiliğin halk hayatındaki etkisini ortaya koyan küçük bir örnektir.

Fotoğraf-3: Tirmis satan tirmisçi (Muratpaşa İlçesi Deniz Mahallesi)
2. Boğaz Çalma Geleneği:
“Boğaz çalma” özellikle Teke bölgesi Yörüklerinde karşılaştığımız bir tür özel türkü söyleme tekniğidir. Bu tekniğin dağlık arazide hayvan güderken haberleşme, sevda amaçlı anlaşma, atışma, müzik ihtiyacı giderme, eğlence, danışma, kınama, yarışma, yerme gibi işlevleri vardır Başparmağın ya da işaret parmağının gırtlağa bastırılması suretiyle çıkarılan sesler boğaz havalarını meydana getirir. Boğaz çalma geleneğinin en önemli özelliklerinden birisi bu tekniğin kadınlarca icra edilmesidir.

Fotoğraf-4: Boğaz icra tekniği (Döşemealtı İlçesi Kovanlık Mahallesi)
3. Ebru Sanatı:
Ebru, özel tekniklerle hazırlanan suyun üzerinde toprak boyalarla oluşturulan desenlerin kâğıda aktarılmasıyla gerçekleştirilen geleneksel bir sanattır. Bu sanatın Orta Asya’da doğduğu ve tıpkı kâğıt gibi İpek Yolu vasıtasıyla batıya aktarıldığı sanılmaktadır. İlk ebrulu kâğıtlar, kitap ciltlerinde yan kağıdı (kapak ile kitabı birbirine bağlayan kağıt) devlet belgeleri ile resmi yazışmalarda zemin olarak kullanılmıştır. Ebru sanatı Osmanlı döneminde altın çağını yaşamıştır. 20. Yüzyılda unutulmaya yüz tutan sanat bugün yeniden canlandırılmıştır. Türkiye’nin birçok ilinde olduğu gibi Antalya’da da ebru sanatının temsilcileri bulunmakta ve bu sanatın yaşaması ve yaygınlaşması için çaba göstermektedir.

Fotoğraf-5: Ebru yapımı (Muratpaşa İlçesi Bahçelievler Mahallesi)
4. Kahve Geleneği:
Kahve, Türkiye topraklarında XVI. yüzyıldan itibaren tüketilmeye başlanmış olan bir tür geleneksel içecektir. Kendisine has tadı, kokusu ve hazırlanış yöntemi olan Türk kahvesi misafir ağırlamaların, bayramlaşmaların, kız isteme ve nişan törenlerinin başlıca ve en özel içeceğidir. Kahvenin pişirilme öncesinde, pişirilmesinde ve sunumunda kullanılan araç-gereç (değirmen, cezve, fincan vb.) yörenin maddi kültürü içerisinde önemli yer tutar. Kahve halk hekimliğinde de karşımıza çıkan bir kültürel unsurdur. Kendine has pişirme tekniği ve sunumu olan Türk Kahvesinin en önemli mekânları kahvehanelerdir. Kahvehaneler özellikle erkeklerin toplanarak kahve içerken sosyalleştiği kültürel mekânlardır. Kahve geleneğinde önemli bir yer işgal eden kuru kahvecilik ise kahve çekirdeklerini işleyerek satmaya dayanan geleneksel bir meslektir.

Fotoğraf-6: Türk kahvesi (Muratpaşa İlçesi Selçuk Mahallesi)
5. Nazarlık Geleneği ve Nazarboncuğu:
Nazarlıklar nazarı uzaklaştırıcı etkisi olduğuna inanılan çeşitli objelerdir. Nazarlıklar, nazar değme olasılığı bulunduğuna inanılan canlı ve cansız varlıkların, ilk bakışta görülecek yerine asılır. Bu kullanım alanları, bazen bir insanın elbisesinin omuzu, evcil bir hayvanın boynu ya da alnı, bir evin giriş kapısı ya da saksı içine yerleştirilen bir çiçek sapına iliştirilmiş şekilde olabilir.

Fotoğraf-7: Ayakkabı boyacısı sandığında nazarboncuğu (Antalya İli Muratpaşa İlçesi)
Antalya yöresinde nazarlık olarak kullanılan en yaygın kültürel obje nazarboncuğudur. Nazarboncuğu mavi renkli, ortasında göz şeklini stilize eden bir figür bulunan, genellikle camdan imal edilmiş olan kültürel bir obje ve el sanatı ürünüdür. Atnalı, üzerlik, çitlik ağacı dalı, Maşallah yazıları, bazı hayvanların kafatasları yörede nazarlık olarak kullanılan diğer objelerdendir.
6. Geleneksel Elmalı Yeşilyayla Yağlı Güreş Festivali:
Antalya İlinin Elmalı ilçesinde her yıl Eylül ayında Elmalı Belediyesi tarafından düzenlenen bir güreş festivalidir. Elmalı Yeşil Yayla Yağlı Güreş Festivali güreş ağası, pehlivan, hakem, cazgır, davul-zurnacı, yağcı, meydan komiseri, peşkirci gibi geleneksel giysili bir grup tarafından, bir dizi tören ve ritüellerle yürütülen halkın da coşkulu katılımın olduğu toplumsal bir uygulamadır. Türkiye’nin birçok yöresinden sporcunun katıldığı güreş festivali ulusal ve yerel televizyonlarda naklen yayınlanmakta ve bu yolla başta Antalya yöresi olmak üzere tüm yurtta takip edilmektedir. Elmalı güreşlerinin bir başka yönü de, güreş yapılan yöre halkının maddi ve manevi desteği ile yine yöre halkına fayda sağlayacak eserlerin yapılmış olmasıdır.

Fotoğraf-8: Elmalı Yeşilyayla Yağlı Güreş Festivali (Elmalı İlçesi Recep Gürbüz Stadı)
7. Hamam Geleneği ve Kültürü:
Hamam sözcüğü, Arapça Hammam=Banyo, İbranice Hamam=Sıcak olmak sözcüklerinden türemiştir. Hamam, kısaca “yıkanma, arınma ve şifa bulmaya mahsus yer “ olarak tanımlanabilir. Türk hamamı, Türk banyosu geleneğinin, XV. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’nun hamam kültürüyle birleşiminden ortaya çıkan bir yapıdır.
Antalya yöresi hamam kültürü ve geleneğinin yer yer modern uygulamalarla devam ettirildiği bir coğrafyadır. Hamamlar banyo yapılan bir yer olmanın dışında, aynı zamanda birer eğlence mekânıdır. Düğün, bayram gibi özel günlerde topluca hamama gidilir. Bunlardan “gelin hamamı” ve “damat hamamı”nın geleneksel düğün törenleri içinde özel bir yeri vardır. Hamamlar günümüzün kent kültürü içinde kimi işlevlerini kaybetmiş olmakla birlikte, çeşitli geleneksel ve törensel uygulamalarla modern hayatta varlığını devam ettirmektedir.

Fotoğraf-9: Elmalı’da Bey Hamamı (Elmalı İlçesi İplik Pazarı Mahallesi)
8. Oya ve Oyacılık Kültürü:
Oyalar renkli ipliklerle, tığ, mekik, iğne, firkete aracılığı ile örülen; iki veya üç boyutlu olabilen ince dantelalardır. Oyalar, yapıldıkları araca göre mekik, tığ, iğne, firkete oyası gibi adlar alırken kullanılan malzemeye göre de mum, boncuk, püskül, koza, çaput oyası vb. isimler almaktadırlar. Özellikle genç kızlar tarafından meydana getirilen oyalar çeyiz, giysi parçası, masa-sehpa örtüsü, havlu vs. kenarı gibi kullanımın yanı sıra takı tasarımı gibi farklı alanlarda da kullanılabilmektedir.

Fotoğraf-10: Oya örülmesi (Elmalı İlçesi İplik Pazarı Mahallesi)
09. Döşemealtı Halıcılığı:
Antalya’da halıcılık denince akla ilk olarak “Döşemealtı halıları” gelmektedir. Döşemealtı, Antalya’nın kuzeyinde, şehre yaklaşık 20 km. kadar mesafede yer alan geniş bir platodur. Bugün Antalya’ya bağlı bir İlçe olan bu yörede ıstar adı verilen tezgâhlarda dokunan halılar literatürde “Döşemealtı halısı” olarak adlandırılmaktadır. Coğrafi tescil işareti de almış olan Döşemealtı halılarının bilinen en eski örnekleri Antalya Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Döşemealtı halıları koyu renkleri, kilim desenli motifleri, kısa havları, kolayca taşınmaya uygun boyutları ile Türk halıcılığında özgün bir yere sahiptir. Döşemealtı yöresinde halıcılık teknik, kültürel ve geleneksel boyutu büyük ölçüde kadınlar tarafından sahiplenilmiş olan bir sanattır. İpin eğrilmesinden boyanmasına ve halının dokunmasına kadar harcanan emek genellikle kadına aittir. Döşemealtı halıcılığının merkezi esas olarak Kovanlık Mahallesidir.

Fotoğraf-11: Döşemealtı halısının dokunması (Döşemealtı İlçesi Kovanlık Mahallesi)
10. Çorap Örücülüğü:
Çorap, örülerek meydana getirilerek ayağa giyilen bir giysidir. Çorap örücülüğü İlimizde özellikle kırsal kesimde canlı bir şekilde yaşatılmaktadır. Çoraplar temel olarak yün, kıl, tiftik ve pamuk iplikten; iki veya beş şiş ile örülmektedir.

Fotoğraf-12: Yün çorap örülmesi (Döşemealtı İlçesi Kovanlık Mahallesi)
11. Kaşıkçılık:
Kaşık, yemek yemeye yarayan bir tür sofra aracıdır. Kaşıkçılık ise maden, kemik, ağaç gibi hammaddelerden çeşitli alet ve teknikler vasıtasıyla bu araçların üretilmesidir. Bu mesleği icra eden ustalar “kaşıkçı” ya da “kaşık ustası” olarak adlandırılır. Sap ve ağız olmak üzere iki bölümden oluşan kaşıklar yemek çeşitlerine göre farklı gruplara ayrılabilir. Ayrıca süs amaçlı veya oyun kaşıkları da olabilmektedir. Akseki İlçesi Bademli Mahallesi ile Demre İlçesi Davazlar Mahallesi İlimizde kaşıkçılığın yaşatıldığı en önemli merkezlerdir.

Fotoğraf-13: Ağaç kaşık yapımı (Akseki İlçesi Bademli Mahallesi)
12. Geleneksel Türk Okçuluğu:
Geleneksel Türk okçuluğu; Türkiye’de gerçekleştirilen geleneksel okçuluk sporu etrafında şekillenen, yüzyıllar içinde belirlenmiş ilkeleri, kuralları, ritüelleri ve toplumsal uygulamaları, geleneksel zanaatkarlıkla üretilen ekipmanları, okçuluk disiplinleri ve atış tekniklerini barındıran bir somut olmayan kültürel miras unsurudur. Antalya’da bu gelenek “Antalya Okçular Tekkesi” (http://www.antalyaokculartekkesi.com) bünyesinde yaşatılmaktadır.

Fotoğraf-14: Antalya Okçular Tekkesi
Hazırlayan: Mahmut Davulcu-Folklor Araştırmacısı
ENVANTERE KABUL EDİLEN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS UNSURLARI (ANTALYA) |
Sıra No | UNSURUN ADI | Dosyanın Hazırlandığı Yıl | Hazırlayan(lar) | UNSURUN YER ALDIĞI ENVANTER |
İl Envanteri | Ulusal Envanter | Ulusal Envanter Yer Numarası | Ulusal Envanterdeki Adı |
01 | Tirmis Yapımı ve Tirmiçilik | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | - | - | - |
02 | Boğaz Çalma Geleneği | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0025 | Boğaz Havaları |
03 | Ebru Sanatı | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0013 | Ebru Sanatı |
04 | Kahve Geleneği | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0011 | Kahve Kültürü |
05 | Nazarlık Geleneği ve Nazarboncuğu | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0014 | Nazarboncuğu Geleneği |
06 | Geleneksel Elmalı Yeşilyayla Yağlı Güreş Festivali | 2013 | Mahmut DAVULCU (İKTM) Mustafa TOKAT (İKTM) | X | X | 01.0075 | Güreş Geleneği |
07 | Hamam Geleneği ve Kültürü | 2013 | Mustafa TOKAT (İKTM) Mahmut DAVULCU(İKTM) | X | X | 01.0036 | Hamam Kültürü |
08 | Oya ve Oyacılık Kültürü | 2014 | Selma YÖRÜR (İKTM) | X | X | 01.0051 | Oya Sanatı |
09 | Kaşıkçılık | 2014 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0110 | Tahta kaşık geleneği |
10 | Döşemealtı Halıcılığı | 2014 | Aysun Ç.DAVULCU (İKTM) | X | X | 01.0035 | Halı dokuma geleneği |
11 | Çorap Örücülüğü | 2014 | Selma YÖRÜR (İKTM) | X | - | - | - |
12 | Geleneksel Türk Okçuluğu | 2018 | Gamze UÇAR (Antalya Okçular Tekkesi) | X | X | 01.0091 | Okçuluk |
DEĞERLENDİRME AŞAMASINDA OLAN SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRAS UNSURLARI (ANTALYA) |
Sıra No | UNSURUN ADI | Dosyanın Hazırlandığı Yıl | Hazırlayan(lar) | UNSURUN YER ALDIĞI ENVANTER |
İl Envanteri | Ulusal Envanter | Ulusal Envanter Yer Numarası | Ulusal Envanterdeki Adı |
01 | Fığla Bardağı Yapımcılığı | 2014 | Mustafa TOKAT (İKTM) | - | - | - | - |
02 | Pıngıdık Oyunu | 2014 | Öznur S.TANAL (İKTM) | - | - | - | - |
03 | Yorgancılık Sanatı ve Yorgan Geleneği | 2015 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | - | - | - | - |
04 | Alanya-Gökbel Yağlı Güreş Festivali Geleneği | 2016 | Selma YÖRÜR (İKTM) Mustafa TOKAT (İKTM) Mahmut DAVULCU (İKTM) | - | - | - | - |
05 | Alafaradın Kilim Dokumacılığı | 2017 | Öznur S.TANAL (İKTM) | - | - | - | - |
06 | İbradı Yöresi Ölü Helvası Geleneği | 2019 | Selma YÖRÜR (İKTM) | - | - | - | - |
07 | Antalya Piyazı ve Piyazcılık | 2019 | Fethi BAĞDAT (İKTM) | - | - | - | - |
08 | Ramazan Bağaçası Geleneği ve Bağaçacılık | 2019 | Mahmut DAVULCU (İKTM) | - | - | - | - |
